Cumartesi, Ekim 29, 2005

babama ne olmuş

hayatta en katlanamadığım şey belirsizlikken, belirsizlik denen şeyin gelip hayatımdaki en büyük sınav halini almış olması.

Salı, Ekim 11, 2005

let the sunshine in.

saçlarım uzadıkça saçlarımın uzun olmasını ne kadar sevdiğimi yeniden anlıyorum.

Cumartesi, Ekim 08, 2005

bir kazak, bir parfüm, bir mekan, vapur demirine dayanmış ayaklar ve çağrıştırdıkları insanı birdenbire güzel bir nostalji duygusuna alıp götürüyor. bu esnada yanında hissettiklerinin çok benzerini hissedebilen bir arkadaşın olması da cabası. şu anda yaşanmakta olan zamanların oldukça güzel zamanlar olduğu gerçeği belki de o zamanları bu kadar iyi biçimde anmamızı sağlayan. mutluyum ben.
her şey olması gerektiği gibi. muhtaç olduğum kudrete de sahibim. bu iyi.

Pazar, Ekim 02, 2005

metamorphosis


dünyayı değiştirmeye gerek yok, dünya sürekli değişme halinde. mesele onu sürekli memnun kalabilecek bir hale getirmek. dünyayı üzerimize uydurabilmek için sürekli kendimizi değiştiriyoruz aslında, öteki türlüsü mümkün olmadığı için. genç olmakla ilgili olan mesele de bu: sürekli değişerek, deyim yerindeyse kendini gerçekleştirmek. bunu başarırsak dünya için de iyi bir şey yapmış oluruz zaten. "bütün olmak parça olmaktır" çünkü ilk başta, ne kadar sağlam bir parça yaratırsak, bütünün sağlamlığını o kadar garantileriz. süreç, güzeldir. bu süreci paylaşmak faydalıdır. ilham vericidir, umut vericidir. kelebek olmadan önce tırtıl olmak gereklidir. kelebek kısa ömürlü olsa da güzeldir. zaten onu değerli kılan, kelebek olana kadar katlandıklarıdır.

(hiç gerçekleşmemiş bir radyo programının "manifesto"sunun tasarısıydı bu.)