Cumartesi, Aralık 02, 2006

Pazartesi, Kasım 27, 2006

sevgili günlük,
robbie williams'ın manu chao cover'ladığı, canı tatlı bir şeyler çeken rastamanların çikolata reklamında oynadığı bir dünyada yaşıyoruz artık.
başımıza taş yağacak diye korkuyorum.

Perşembe, Kasım 23, 2006

kilo vermiyorum.

aynen böyle. dikkatli beslenme, sportif yaşam gibi faktörler var hayatımda. şekle giriyorum, kot pantolonlarım da bunu doğruluyor. sonra sabah tuvalete giriyorum, tartıya çıkıyorum. hala 52 diyor. 52. selülitim yok, karın kaslarım bile olacak yakında. ama 52 sayısı bir tokat gibi çarpıyor yüzüme. ağırlığım azalmadığı halde vücut hacmim azalıyor. yoğunluğum artıyor bu durumda.

evet. böyle. fırtınalı bir hayatım olduğunu iddia edemem. en azından şu sıralar.

Salı, Ekim 31, 2006

dışarıda çok fena bişiler oluyor.
an itibariyle rüzgar biraz azalmış gibi görünüyor ama az önce ağaçlar 90 derecelik açı yapıyorlardı.
yağmur desen ona yağmak değil akmak denir.
ürperdiğimi itiraf etmeliyim.

Pazar, Eylül 03, 2006

koç burcu kadını

anlık tepkiler gösterir, bütün cesareti, enerji ve yaratıcılığı anlık bir meydan okumadır. bu nedenle hiçbir şeyden çözülmemiş sorunlar kadar nefret etmez. uzun süre çabalaması gerektiğinde sık sık tahammülünü kaybeder. böylece, aslında uğrunda bütün gücünü harcadığı bir şeye, gerçekten ulaşmak istemediği izlenimi yaratır. evet evet kendimden biliyorum.

Perşembe, Haziran 08, 2006

tek taşını kendi almış!


ben ilk baştan kıllanmıştım. nil karaibrahimgil'den herkes kadar nefret etmeyen biri olarak bu şarkıda ters olan bir şeyler olduğunu düşünmüştüm. buraya da yazmak istemiş, ama sonra üşenmiştim. diyecektim ki, madem maddi özgürlükten dem vurmak istiyor, niçin cipimi kendim aldım diye şarkı yazmamış? bu tek taş da neyin nesi diyecektim, yoksa carrie bradshaw'a özenmiş de kendi kendine evlenmeye mi karar vermiş? ya da artık orta yaş buhranları mı yaşıyor, fikirlerini gözden geçirip, pilav yapmanın, efendime söyleyeyim çocuk bakmanın o kadar da istemediği şeyler olmayabileceğini mi düşünüyor? sonuç itibariyle kendisi dünyanın kaç bucak olduğunu gezmiş görmüş özgür bir kadın, her istediğini düşünebilir.
ancak, işin rengi değişiyor, az sonra! evet, müsaadenizle cosmo'dan aldığımız bir haberi bildiriyoruz şimdi:
"bir kadının en iyi arkadaşı... yeryüzünün mucizesi... güç sembolü... ölümsüz aşkın ifadesi... tanrı'nın armağanı...
insanoğlu elması, bu ve benzeri pek çok tanımla anlatmaya çalıştı. bu yaz güney afrika'da başlayacak olan reklam kampanyasında ise pırlanta bambaşka bir kılığa giriyor. 'dünya kadınları sağ elinizi kaldırın' sloganıyla başlayan kampanyada bağımsız kadının kendine aldığı tek taşı, sağ elinin yüzük parmağına takması işleniyor. türkiye'de yaptığı 'pırlanta' şarkısıyla nil karaibrahimgil de bu akımın temsilcilerinden. o da 'tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım' diyor şarkısında."
şimdi bu noktada hala "aa ne güzel, destek!" diyenleriniz var mı bilmem ama işte adı üstünde, reklam kampanyası. bildiğiniz gibi nil hanım kızımızın mesleği de reklamcılık. yani anlayacağınız kendisi feminist bir akımın temsilciliğini yapmıyor, güney afrika'daki elmas madenlerinin işletmecilerinin müşteri portföylerine bekar bağımsız kadınları da katma çabalarına yardımcı oluyor. bunu da iyilik olsun diye yapmıyor elbette. bu arada türk cosmo'sunun genel yayın yönetmeni güney afrika'ya davet edilerek onun da bu konu hakkında bir yazı kotarması sağlanıyor. evet evet, organize işler bunlar.
mazhar fuat özkan'ın sarı laleler şarkısının çıkışıyla istanbul büyükşehir belediyesi'nin lale devri hareketinin birbirine tesadüf etmesi şimdi ne kadar naif görünüyor, değil mi?

Pazar, Mayıs 14, 2006

Cumartesi, Nisan 29, 2006

uh-huh oh-yeh!




















13 temmuz 2006'da, harbiye açıkhava tiyatrosu'nda. bu adam çok başka. hayatımda çok konser kaçırdım. nick cave'de tatilden dönüyordum, elvis costello'da tatildeydim, ian brown konserinin olduğu gece kuzenim sözlendi (evet sözlenmek), manu chao için param yoktu. bu sefer imkanları ciddi biçimde zorlayacağım. bu adamı dünya gözüyle göreceğim. pulp'la beraber hayatımda izlediğim en iyi konser olacak, buna eminim.

Perşembe, Nisan 20, 2006

muhtaç olduğum kudret, damarlarımdaki asil kanda mevcut. kendimi biraz daha ikna etmeliyim sadece.

Salı, Mart 07, 2006

yüz bin tane defter satın alıp ardından hiçbirine bir şey yazmaya kıyamıyorum. ya da bir kısmına bir şeyler yazıyorum ve sonra ilk sayfasına bir şey yazılmış yüz bin tane defterim oluyor.

Perşembe, Şubat 23, 2006

bu gece yapmam gereken topu topu dört sayfalık bir çeviri var. ve ben onun yerine vaktimi hiç acelesi olmayan e-mail'ler yazarak harcamayı tercih ettim. şimdi de oturmuş bunu burada anlatıyorum. iflah olmayacağım korkarım.

Çarşamba, Şubat 22, 2006

adsl'den kaynaklanan bir sorun yüzünden sanırım, ekşi sözlük'e giremiyorum birkaç gündür. bu üzerimden bir yük kaldırıyor bir anlamda.
yakında okul başlayacak. ne zaman bittiğini anlayamadan daha tuhaf yeni sıkıntılarla ensemde olacak yani. bir yandan da heyecan verici olduğu inkar edilemez gerçi. transkriptime ve özgeçmişime eklenebilecek yeni bir paye kazanmak üzereyim üstelik.
söylemek istediklerim şimdilik bu kadar. belki sonra tekrar.

Pazar, Şubat 19, 2006

insanları sevebilmem için bana iyi davranmaları yetiyor. kindar biri olamıyorum asla. bu iyi olsa gerek.

Çarşamba, Ocak 25, 2006

iki tane seçenek var: bir şeyi yapabileceğin konusunda kendine güvenemeyip aslında yapabileceğinden çok daha azını yapmak, ya da cüretkar davranıp yapabileceğini sandığın şeyi yüzüne gözüne bulaştırma ihtimalini göze almak. başka seçenek yok korkarım. ne fenaymış.

Pazartesi, Ocak 02, 2006

gerekli şeyler

söylemek gerek
dinlemek gerek
hem dinlemek hem söylemek
konuşmak gerek

dokunmak gerek
öpüşmek gerek
hem öpüşmek hem dokunmak
sevişmek gerek

gelmek gerek
gitmek gerek
hem gitmek hem gelmek
görüşmek gerek

atlamak gerek
sıçramak gerek
hem sıçramak hem atlamak
oynamak gerek

doğmak gerek doğmak gerek
ölmek gerek ölmek gerek
hem ölmek hem doğmak
yaşamak gerek
her şeyi bilmek, her bir halttan anlamak zorunda değilim. ama bir kısmını anlasam kötü olmayabilir.

Pazar, Ocak 01, 2006

başlamakta olan yılın geride kalan yıldan daha iyi geçmesi için çok fazla şeyin olması gerekmiyor. dolayısıyla umutluyum ben. yeni yılda daha fazla yazı yazmayı, daha fazla kitap okumayı ve daha fazla resim yapmayı diliyorum. bunun başkalarına da faydası olacaktır eminim.