Pazar, Ekim 09, 2011

yeme içmeye birazcık meraklı biri olsam, sanırım daha az kilo sorunum olurdu. insan diyetteyken bile "şimdi şunu yedim, 45 dakika sonra biraz sunta yiycem, ondan sonra azıcık elma dişliycem," filan diye düşünüyor. ben bu sürekli yemek düşünme işinden biraz yoruluyorum. bilmiyorum, belki benim tembel yaradılışımdandır ama iki saatte hazırlanan bir öğünün on dakikada süpürülmesi bana haksızlık gibi geliyor. "gurmelik" ise apayrı bir mide bulantısı sebebi, "peynirler şöyle erimişti, kremalar böyle akıyordu," gibi cümleler gördüm mü üzerine kusasım var. dünyada bu kadar açlık varken muhabbetine girmiyorum ama o da var yani. bir diğer anlayamadığım şey de, günlük ihtiyacımız çok daha azken porsiyonların neden bu kadar büyüdüğü. neden doymuyoruz? fastfood denen şey işte benim gibi yemekle fazla oyalanmak istemeyen kişiler için icat edilmiş, fakat o da artık amacına hizmet etmenin çok dışında.
şöyle bir yuttuk mu vücudumuzun bütün ihtiyacını karşılayan haplar üretseler (ki bence ellerindeki teknoloji buna yetiyordur) yemin ederim haftasonu içmeleri gibi önemli okazyonlar dışında başka bir şey kullanmam.

Hiç yorum yok: