Pazartesi, Kasım 27, 2006
Perşembe, Kasım 23, 2006
kilo vermiyorum.
aynen böyle. dikkatli beslenme, sportif yaşam gibi faktörler var hayatımda. şekle giriyorum, kot pantolonlarım da bunu doğruluyor. sonra sabah tuvalete giriyorum, tartıya çıkıyorum. hala 52 diyor. 52. selülitim yok, karın kaslarım bile olacak yakında. ama 52 sayısı bir tokat gibi çarpıyor yüzüme. ağırlığım azalmadığı halde vücut hacmim azalıyor. yoğunluğum artıyor bu durumda.
evet. böyle. fırtınalı bir hayatım olduğunu iddia edemem. en azından şu sıralar.
evet. böyle. fırtınalı bir hayatım olduğunu iddia edemem. en azından şu sıralar.
Salı, Ekim 31, 2006
Pazar, Eylül 03, 2006
koç burcu kadını
anlık tepkiler gösterir, bütün cesareti, enerji ve yaratıcılığı anlık bir meydan okumadır. bu nedenle hiçbir şeyden çözülmemiş sorunlar kadar nefret etmez. uzun süre çabalaması gerektiğinde sık sık tahammülünü kaybeder. böylece, aslında uğrunda bütün gücünü harcadığı bir şeye, gerçekten ulaşmak istemediği izlenimi yaratır. evet evet kendimden biliyorum.
Perşembe, Haziran 08, 2006
tek taşını kendi almış!

ben ilk baştan kıllanmıştım. nil karaibrahimgil'den herkes kadar nefret etmeyen biri olarak bu şarkıda ters olan bir şeyler olduğunu düşünmüştüm. buraya da yazmak istemiş, ama sonra üşenmiştim. diyecektim ki, madem maddi özgürlükten dem vurmak istiyor, niçin cipimi kendim aldım diye şarkı yazmamış? bu tek taş da neyin nesi diyecektim, yoksa carrie bradshaw'a özenmiş de kendi kendine evlenmeye mi karar vermiş? ya da artık orta yaş buhranları mı yaşıyor, fikirlerini gözden geçirip, pilav yapmanın, efendime söyleyeyim çocuk bakmanın o kadar da istemediği şeyler olmayabileceğini mi düşünüyor? sonuç itibariyle kendisi dünyanın kaç bucak olduğunu gezmiş görmüş özgür bir kadın, her istediğini düşünebilir.
ancak, işin rengi değişiyor, az sonra! evet, müsaadenizle cosmo'dan aldığımız bir haberi bildiriyoruz şimdi:
"bir kadının en iyi arkadaşı... yeryüzünün mucizesi... güç sembolü... ölümsüz aşkın ifadesi... tanrı'nın armağanı...
insanoğlu elması, bu ve benzeri pek çok tanımla anlatmaya çalıştı. bu yaz güney afrika'da başlayacak olan reklam kampanyasında ise pırlanta bambaşka bir kılığa giriyor. 'dünya kadınları sağ elinizi kaldırın' sloganıyla başlayan kampanyada bağımsız kadının kendine aldığı tek taşı, sağ elinin yüzük parmağına takması işleniyor. türkiye'de yaptığı 'pırlanta' şarkısıyla nil karaibrahimgil de bu akımın temsilcilerinden. o da 'tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım' diyor şarkısında."
şimdi bu noktada hala "aa ne güzel, destek!" diyenleriniz var mı bilmem ama işte adı üstünde, reklam kampanyası. bildiğiniz gibi nil hanım kızımızın mesleği de reklamcılık. yani anlayacağınız kendisi feminist bir akımın temsilciliğini yapmıyor, güney afrika'daki elmas madenlerinin işletmecilerinin müşteri portföylerine bekar bağımsız kadınları da katma çabalarına yardımcı oluyor. bunu da iyilik olsun diye yapmıyor elbette. bu arada türk cosmo'sunun genel yayın yönetmeni güney afrika'ya davet edilerek onun da bu konu hakkında bir yazı kotarması sağlanıyor. evet evet, organize işler bunlar.
mazhar fuat özkan'ın sarı laleler şarkısının çıkışıyla istanbul büyükşehir belediyesi'nin lale devri hareketinin birbirine tesadüf etmesi şimdi ne kadar naif görünüyor, değil mi?
Cumartesi, Nisan 29, 2006
uh-huh oh-yeh!

13 temmuz 2006'da, harbiye açıkhava tiyatrosu'nda. bu adam çok başka. hayatımda çok konser kaçırdım. nick cave'de tatilden dönüyordum, elvis costello'da tatildeydim, ian brown konserinin olduğu gece kuzenim sözlendi (evet sözlenmek), manu chao için param yoktu. bu sefer imkanları ciddi biçimde zorlayacağım. bu adamı dünya gözüyle göreceğim. pulp'la beraber hayatımda izlediğim en iyi konser olacak, buna eminim.
Perşembe, Nisan 20, 2006
Salı, Mart 07, 2006
Perşembe, Şubat 23, 2006
Çarşamba, Şubat 22, 2006
adsl'den kaynaklanan bir sorun yüzünden sanırım, ekşi sözlük'e giremiyorum birkaç gündür. bu üzerimden bir yük kaldırıyor bir anlamda.
yakında okul başlayacak. ne zaman bittiğini anlayamadan daha tuhaf yeni sıkıntılarla ensemde olacak yani. bir yandan da heyecan verici olduğu inkar edilemez gerçi. transkriptime ve özgeçmişime eklenebilecek yeni bir paye kazanmak üzereyim üstelik.
söylemek istediklerim şimdilik bu kadar. belki sonra tekrar.
yakında okul başlayacak. ne zaman bittiğini anlayamadan daha tuhaf yeni sıkıntılarla ensemde olacak yani. bir yandan da heyecan verici olduğu inkar edilemez gerçi. transkriptime ve özgeçmişime eklenebilecek yeni bir paye kazanmak üzereyim üstelik.
söylemek istediklerim şimdilik bu kadar. belki sonra tekrar.
Pazar, Şubat 19, 2006
Çarşamba, Ocak 25, 2006
Pazartesi, Ocak 02, 2006
gerekli şeyler
söylemek gerek
dinlemek gerek
hem dinlemek hem söylemek
konuşmak gerek
dokunmak gerek
öpüşmek gerek
hem öpüşmek hem dokunmak
sevişmek gerek
gelmek gerek
gitmek gerek
hem gitmek hem gelmek
görüşmek gerek
atlamak gerek
sıçramak gerek
hem sıçramak hem atlamak
oynamak gerek
doğmak gerek doğmak gerek
ölmek gerek ölmek gerek
hem ölmek hem doğmak
yaşamak gerek
dinlemek gerek
hem dinlemek hem söylemek
konuşmak gerek
dokunmak gerek
öpüşmek gerek
hem öpüşmek hem dokunmak
sevişmek gerek
gelmek gerek
gitmek gerek
hem gitmek hem gelmek
görüşmek gerek
atlamak gerek
sıçramak gerek
hem sıçramak hem atlamak
oynamak gerek
doğmak gerek doğmak gerek
ölmek gerek ölmek gerek
hem ölmek hem doğmak
yaşamak gerek
Pazar, Ocak 01, 2006
Pazartesi, Aralık 26, 2005
Koşturmak boş durmaktan iyidir
Boş durmak boş koşmaktan yararlı
Hoş tutmak gönlü, yas tutmaktan çok zormuş
Yaşlanmak her dökülen yaprağın arkasından ağlamak gibidir
Hayatta erken emeklilik seçim değildir, kadere bağlıdır
Yazgıdır
Hayat ince bir çizgi, narin bir çalgıdır
Yüzlerce yıl emek veren insanin
Hasat zamanı ölü tohumları mıdır?
Her güne yeni umutlarla açılan gözler
Yalanlarla aldatılan gözler
Dolanlarla ağlatılan gözler
Bir güzel sözle güler
Akıtılan her damla ter yok oluşu engeller
Negatif değillerse, art niyetli değillerse eğer, bu böyle
Devam eder
Dilediğim her şey olmuyor
Çabalar bazen çok nafile
Nargilenin dumanına benzer hayallerim
Sadece beni zehirler ve uçup gider
Kafileler gibidir insanlar
Bazen seni seyreder giderler
Herkes kendine paha biçmiş
Bende karşılıksız bir çek
Emeklerim dostluktan yana, ama olmuyor !
Anneme sordum niçin böyle
Ama baktım o da ağlıyor
Kanadımı kırdılar uçamadım anne
Savaşa soktular koşturdum
Kalbini açamayan herkesin aklına
Eğriyi doğruyu ben soktum
Sonbaharda dökülen yapraktım
İlkbaharda geri geldim ben
Aileme dostuma selamlar olsun
Gökkuşağındaki bir rengim ben
Boş durmak boş koşmaktan yararlı
Hoş tutmak gönlü, yas tutmaktan çok zormuş
Yaşlanmak her dökülen yaprağın arkasından ağlamak gibidir
Hayatta erken emeklilik seçim değildir, kadere bağlıdır
Yazgıdır
Hayat ince bir çizgi, narin bir çalgıdır
Yüzlerce yıl emek veren insanin
Hasat zamanı ölü tohumları mıdır?
Her güne yeni umutlarla açılan gözler
Yalanlarla aldatılan gözler
Dolanlarla ağlatılan gözler
Bir güzel sözle güler
Akıtılan her damla ter yok oluşu engeller
Negatif değillerse, art niyetli değillerse eğer, bu böyle
Devam eder
Dilediğim her şey olmuyor
Çabalar bazen çok nafile
Nargilenin dumanına benzer hayallerim
Sadece beni zehirler ve uçup gider
Kafileler gibidir insanlar
Bazen seni seyreder giderler
Herkes kendine paha biçmiş
Bende karşılıksız bir çek
Emeklerim dostluktan yana, ama olmuyor !
Anneme sordum niçin böyle
Ama baktım o da ağlıyor
Kanadımı kırdılar uçamadım anne
Savaşa soktular koşturdum
Kalbini açamayan herkesin aklına
Eğriyi doğruyu ben soktum
Sonbaharda dökülen yapraktım
İlkbaharda geri geldim ben
Aileme dostuma selamlar olsun
Gökkuşağındaki bir rengim ben
Çarşamba, Aralık 21, 2005
hakkımda birtakım bilinmeyen gerçekleri açıklıyorum.*
-kavun yemem.
-12 yaşıma kadar saçlarım pırasa gibiydi. dolayısıyla günün birinde mavi gözlü olamayacağıma kimse inandıramaz beni.
-sol elimin işaret parmağının iç tarafında kallavi bir ben var.
-i scream for ice cream.
-eskiden en sevdiğim renk kırmızıydı. artık sarı ve kahverengi hariç her rengi en sevdiğim renk kategorisine sokabiliriz.
-kalemkutum her zaman ağzına kadar doludur ama çoğu zaman sadece bir tek kalemle idare ederim.
-kalemi sağ elle, makası sol elle tutarım. yemek yerken hangi elimi kullandığımın bir önemi yoktur. sigara içerken de öyle.
-pek titiz değilimdir ama lavabodaki saç tellerine dayanamam.
-yaz mevsiminde kışı, kış mevsiminde yazı özlerim.
-adımı az kalsın deniz üstünde doğacak olduğum için deniz, nisan ayında doğduğum için nisan koymayı düşünmüşler ama sonra vazgeçmişler.
-liste yapmaya bayılırım.
-belirsizliğe katlanamam.
-fight club'ı ve matrix'i televizyonda izledim. seven'ı hala izlemiş değilim.
-toplardan çok korkarım. beden eğitimi dersleri travmatik anılardır benim için.
-denizden babam çıksa yerim. ama artık biraz zor çıkar :/
-sitcom seyrederken kondüsyon bisikletine binerek ciddi form tutmuşluğum var.
-çocukken limon kolonyası içer, mavi tenekedeki nivea kremlerinden yerdim. hala hayattayım buna rağmen.
-11 yaşındayken evden kaçmaya niyetlendiğim gecenin gününde annemle alışverişe gitmiş olduğum için sanırım, becerememiştim bunu.
-kırtasiye manyağıyım. nezih ve kabalcı'ya gömdüğüm paralarla belki de kendime süper jet bir bilgisayar alabilirdim.
-kolay ikna olurum.
-sivilce sorunumu hala daha yenebilmiş değilim.
-iflah olmaz bir procrastinator'um ve bu sözcük için türkçe bir karşılık bulmak istiyorum bir ara.
*:hadi len.
-12 yaşıma kadar saçlarım pırasa gibiydi. dolayısıyla günün birinde mavi gözlü olamayacağıma kimse inandıramaz beni.
-sol elimin işaret parmağının iç tarafında kallavi bir ben var.
-i scream for ice cream.
-eskiden en sevdiğim renk kırmızıydı. artık sarı ve kahverengi hariç her rengi en sevdiğim renk kategorisine sokabiliriz.
-kalemkutum her zaman ağzına kadar doludur ama çoğu zaman sadece bir tek kalemle idare ederim.
-kalemi sağ elle, makası sol elle tutarım. yemek yerken hangi elimi kullandığımın bir önemi yoktur. sigara içerken de öyle.
-pek titiz değilimdir ama lavabodaki saç tellerine dayanamam.
-yaz mevsiminde kışı, kış mevsiminde yazı özlerim.
-adımı az kalsın deniz üstünde doğacak olduğum için deniz, nisan ayında doğduğum için nisan koymayı düşünmüşler ama sonra vazgeçmişler.
-liste yapmaya bayılırım.
-belirsizliğe katlanamam.
-fight club'ı ve matrix'i televizyonda izledim. seven'ı hala izlemiş değilim.
-toplardan çok korkarım. beden eğitimi dersleri travmatik anılardır benim için.
-denizden babam çıksa yerim. ama artık biraz zor çıkar :/
-sitcom seyrederken kondüsyon bisikletine binerek ciddi form tutmuşluğum var.
-çocukken limon kolonyası içer, mavi tenekedeki nivea kremlerinden yerdim. hala hayattayım buna rağmen.
-11 yaşındayken evden kaçmaya niyetlendiğim gecenin gününde annemle alışverişe gitmiş olduğum için sanırım, becerememiştim bunu.
-kırtasiye manyağıyım. nezih ve kabalcı'ya gömdüğüm paralarla belki de kendime süper jet bir bilgisayar alabilirdim.
-kolay ikna olurum.
-sivilce sorunumu hala daha yenebilmiş değilim.
-iflah olmaz bir procrastinator'um ve bu sözcük için türkçe bir karşılık bulmak istiyorum bir ara.
*:hadi len.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)